ANADOLUNUN SESİ

Yazmak, hangi alemlerde gezdirir bizi!

İNCİ TANESİ

Posted by anadolununsesi 25 Ocak , 2007

Kar; kışın, gökyüzünden süzüle süzüle düşen beyaz inci tanelerine verilen isimdir. Kar yağışı ise o beyaz inci tanelerinin yeryüzüne düşmesine denmektedir. Oysaki kar yağışı bize ve bizim gibi aynı yörede yaşayan insanlara uzak bir kelimedir. 2-3 yılda bir yağar ve doğaya solgunluk katar. Ama, kar yağışı insanların fazla alışık olmadığı bir yağış türü olduğu için arada bir yağması bile bütün insanları sevindirmektedir.

O günlerden biriydi okulun son günüydü ve bayram tatiline çıkılacaktı. Ders saatinin son zil sesini duyunca kendimi dışarı bırakıverdim. Dışarı çıkınca beni güzel bir sürpriz bekliyordu. Aslında günün yorgunluğu ve derslerin bıkkınlığı da düşünülecek olursa bu sürpriz her şeyi unutturmaya yeterli olabilirdi. O, beyaz bilye şeklindeki taneler gökyüzünden süzüle süzüle aşağı düşerken başına geleceklerden habersiz gibiydi. Her düşen kar tanesi aklıma ölüme gideceğini bilen ama ellerinden hiçbir şey gelmeyen kurbanlık koyunları hatırlatıyordu. Ve yavaş yavaş inci taneleri birikmeye başlamıştı. Benim de ilk işim eve hızlıca gidip eldiveni, bereyi ve atkımı almak olacaktı.
Kısa bir kar gezintisinden sonra evime vardım. Bahsettiğim gibi kar için gerekli malzemeleri aldığım gibi doğruca arkadaşım Cemal’in evine gittim. Cemal ise çoktan hazırlanmış beni bekliyordu. Onunla birlikte oyun alanına gittik. Baktık ki çoğu arkadaşımızda oradaydı. Artık oyun oynamak için yeterli karda birikmişti. Hemen gruplara ayrıldık. Ben A grubuna geçtim. Cemal ise B grubuna geçti. Yani anlaşılan birbirimize rakip olmuştuk. Oyunun amacı biriktirdiğin ve top şekline getirdiğin karları karşı takımdaki oyuncuya fırlatıp, karşı takımdaki oyuncuyu pes etmeye zorlamaktı. Takımlar gerekli olan kar toplarını biriktirmişti. Geriye kalan tek şey ise oyunun başlamasıydı.
Ve oyun başladı ilk top atışını Cemal yaptı. Oyun bir anda hareketlendi. Oyuncuların birbirlerini görmeleri güçtü. Herkes bu oyunun sonucunu merakla bekliyordu. Toplar ise yavaş yavaş azalmaya başlamıştı. Oyun dengeli bir şekilde sürüyordu. Artık toplar bitme noktasına gelmişti. Ve karşı taraf siyah bayrağı sallamaya başladı. Bu bayrak pes etmek anlamına geliyordu. Oyunu biz kazanmıştık.
Rüya bitmişti. Annemin seslenmesiyle birlikte uykudan da uyanmıştım. Rüyamın tesirinden henüz kurtulamamıştım. Ayağa kalktığım gibi cama fırladım. Büyük hayal kırıklığına kapılmıştım. Çünkü; aylardır özlemini çektiğim kar yağmamıştı. Hava açık ve sıcaktı. Kar yağışına dair hiçbir ize rastlamamıştım. Okul üniformasını giydiğim gibi-hayal kırıklığımla birlikte-okula doğru yola koyuldum…

Hasan ÇİÇEK
10 TMA

Yorum bırakın